Fitoterapi (Bitkisel Tedavi)
Fitoterapi (Bitkisel Tedavi)
KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARINDA TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI
Daha önceden alternatif olarak tanımlanan geleneksel tıp uygulamalerı artık, integratif, tamamlayıcı ve bütünleyici tıp uygulamaları olarak anılıyor.
Çünkü tıp bir bütündür bütün tedavi metodaları ancak birbirin tamamlayabilir, birbirine alternatif olmaz.
Yani modern tıp tedavi buluşlarını terk edip bunların yerine eski veya kocakarı tedavileri dediğimiz veya kanıta dayalı olmayan tedavi yöntemlerini geçirmek gibi bir amaca hiçbir hekim sahip olamaz ve bu şekilde asla düşünmez.
Ancak çağımızın tıbbi gelişmeleri yanında çaresiz kalınan bazı hastalıklara karşı veya çoğu hastalıkta daha etkin bir tedavi için geçmişten gelen kadim tıbbi bilglerinin ve tedavi yöntemlerinin kullanılması çok iyi sonuçlar vermektedir.
Bu amaçla sağlık bakanlığımız son yıllarda geleneksel tıp uygulamaları GETAT ismi altında bu tedavi yöntemlerini yeniden Türk insanının sağlığı için türk tıbbına kazandırma gayreti içine girmiştir.
Öncelikle bu gayreti takdir ve tebrik ediyorum ve tüm gücümle destekliyorum. Bundan yaklaşık 15 yıl önce Sağlık Bakanlığının açmış olduğu bir kursta eğitim sonucunda aldığım medikal estetik sertifikası gibi, şuanda açılan GETAT eğitimlerin çoğuna katılarak eğitim sertifikalarını aldım.
Amacım hastalarımı bir an önce sağlığına kavuşturmaktır. Güvenli olan, denenmiş ve çok iyi sonuç veren tüm tedavi metodlarını uygun hastalarım için araştırmak, öğrenmek ve uygulamak benim için bir görevdir ve hastalarıma karşı üzerimde bir borçtur. Hastalarım şifa bulsun da hangi teknikle hangi ülke tıbbıyla hangi ilaç veya iksirle olura olsun yeter ki güvenli denenmiş ve ülkemiz Sağlık Bakanlığının onayladığı bir tedavi metodu olsun.
Kulak Burun Boğaz hastalıklarında tamamlayıcı tıp uygulamaları şunlardır:
1.Fitoterapi : Bitkisel ilaç tedavisidir.
2.Aromaterapi: Bitki yağları ile yapılan tedavidir.
3.Mezoterapi: Deri içersine ve altına verilen ilaç karışımları ile yapılan tedavi yöntemidir.
4.Ozon tedavisi : Bir molekülü kararsız 3 atomlu oksijen molekülü olan ozon gazı ile yapılan tedavidir.
5.Biyorezonans: Biyofrekanslarla hastalıklı dokunun frekanslarını sönümlendirme, rezone olma ve yükleme tekniğiyle uygulanan bir tedavi tekniğidir.Henüz getat tıbbı içinde kabul edilmemiştir.
KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARINDA BİTKİSEL TEDAVİ
(KULAK BURUN BOĞAZDA FİTOTERAPİ)
BOĞAZ İLTİHAPLANMALARINDA( FARENJİT, ANJİN), BADEMCİK İLTİHAPLANMALARNDAI (TONSİLLİTİS) FİTOTERAPİ VE AROMATERAPİ:
Ani gelişen akut bademcik iltihaplanmalarında eğer yüksek ateş, şiddetli ağrı ve bademcikler üzerinde fazlaca kritik lezyon ve membran var ise ilk tercihimiz antibiotik olmalıdır.
Ancak şiddetli olmayan iltihaplanmalardan hafif bakteriyel enfeksiyonlar ve kan tahlilleri ile viral olduğu düşünülen ağır veya hafif bademcik iltihaplanmalarında ilk tercih bitkisel tedavi olmalıdır.
Çünkü sık antibiyotik kullanımı hem antibiyotklere direnç gelişimine hem de vücuda pek çok yan etkiye yol açmaktadır.
Kontrolsüz, en küçük hastalıklarda bile antibiyotik kullanımı günümüzün en önemli sağlık sorunudur.
Yerinde kullanmamız gereken antibiyotiklerin bu bilinçsiz kullanımı sonucunda bizzat kendi polikliniğimde pek çok antibiyotiğe direnç geliştiğini gözlemledim.
Artık polikliniğimde 3-4 gün başka yerde antibiotikle tedavi edilirken abseleşmiş, ilerlemiş, daha kötü hale gelmiş, bademcik iltihaplanmalarını görmek sıradan hale geldi.
Bunun tek bir çözümü var: Antibiotikleri gerekli yerde kullanmak , kullanımı azaltmak.
Sağlık Bakanlığımızın hızlı antibogram kiti ile mikraop tayin etme kiti uygulaması başlatıldı ancak yaygınlaşmadı. Bu uygulamanın da yaygınlaşmasının çok iyi olacağını düşünüyorum.
Boğaz enfeksitonlarında, tonsillitis ve farenjitiste en sık görülem mikrobiyolojik patojenler, streptokok türleridir. İkinci sırada H. Enfluenza, 3. Sırada ise stafilokokus aeriustur.
Ayrıca viral olduğunu düşündüğümüz bademcik boğaz farenjit iltihaplanmalarında, bitkisel tedavi en etkili tedavidir. Çünkü antibiyotiklerin virüslere hiçbir etkisi yoktur.
Ancak bitkiler ve bitki yağları virüsler üzerine çok etkilidirler.
Bazı bitkilerin ve bitki yağlarının virüs , mantar, ve bakteriler üzerindeki etkinliği yüzlerce çalışma ile ortaya konulmuş ve Escop, WHO monografları ile EMA ve Alman E komisyonu tarafından tescillenip kayıtlara geçirilmiştir.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında kullanılan bitkisel droglar şunlardır:
A.Antibiyotik etkili bitkiler;
1.a.)Anadolu adaçayı: (drog: Salviae Trilobae folium)
Bakteriostatik etkilidir yani bakteri mikroplarının büyümesini durdurarak enfeksiyonu önler. İçindeki ana bileşen monoterpen olan 1.8 –Sineol maddesi, virüslere, mantarlara,bakterilere hatta metisilin dirençli stafilokokus aeriusa ve tüberküloz mikrobuna karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
1.8 sineol antibakteriyel,antimikotik ve antivirütik etkinliği ökaliptus yağından elde edilen 1.8 sineol üzerindenAlternMed rew 2010 nisan sayısında bununla ilgili bir makale yayınlanmıştır.
Escop (Bitkisel tedavide Avrupa Bilim Kurulu) mongrafında Türk Anadolu adaçayının ağız ,boğaz, dişeti enfeksiyonlatında kullanımını onaylamıştır.
Alman Sağlık Bakanlığı bitki tedavileri E komisyonu da Türk Anadolu adaçayının ağız boğaz enflamasyon ve enfeksiyonlarda kullanımını onaylamıştır.
Almanya Sağlık Bakanlığı komisyon E kurulu Türk adaçayının aynı zamanda barsak kramplarında ve hazımsızlıkta da iyi geldiğini kabul etmiştir. Aynı zamanda Anadolu adaçayının terlemeyi azaltıcı etkisi olduğu belirtilmiştir. Antidiaforik bir ajandır yani terlemeyi önler ve sıvı kaybını azaltır.
Adaçayının antienflamtuar etkisinin 1.8 sineolden değil içersindeki Ursolik asitten kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Kullanım ve Dozu:
Günde en fazla 6 gram kullanılmalıdır.(Günde 3 kupa bardağı-normal doz)
15 gramdan fazla alınca ( günde 6 kupa bardağından fazla) çarpıntı,sıcak basması ve baş dönmesi yapabilir.
1 yemek kaşığı adaçayı yaprağı drogu, kaynatılıp 5 dakika bekletilmiş 150 cc-bir kupa bardak sıcak su üzerine dökülür.7-8 dakika kadar demlenir ve süzülerek içindeki adaçayı drogları çıkarılıp atılır.
Kalan demli çay önce gargara yapılır ardından da yutularak içilir. Bu şekilde günde en fazla 3 kez içilir. Çocuklara da rahatlıkla içirilebilir.
Ancak gebede kullanımı içindeki tuyon ve kafur maddesi yüzünden sakıncalı olabilir.
1.b)Avrupa adaçayı ( drog: Salviae Officinalis folium):
Ancak gebelerde ve çocuklarda asıl sakıncalı olan Avrupa adaçayıdır yani Salvia Officinalis. Çünkü gebelerde düşüğe yol açan tuyon maddesi yaklaşık %50 oranında Avrupa adaçayında bulunur. Türk Anadolu adaçayında ise bu tehlikeli maddeden sadece %5 oranında bulunur, çok tehlike oluşturmaz.
Yani Türk Anadolu adaçayı Avrupa adaçayına göre 10 kat daha güvenilirdir, hem gebelerde hem de çocuklarda.
Bu oran yine astımlılarda bronkospazma yol açan kafur maddesinde de geçerlidir.
Türk adaçayında %1,5-2,5 Avrupa adaçayında ise %20-35 oranındadır.
Yani Türk adaçayı kafur oranı açısından da 15 daha güvenlidir, Avrupa adaçayına göre. Dolayısıyla astımlılarda ve çocuklarda Avrupa adaçayını kullanmak sakıncalı olurken Türk Anadolu adaçayı güvenle kullanılabilir.
1.c.)Misk adaçayı: (drog: Salvia Sclera folium)
Türkiye’de Gaziantep, Erzincan; Kayseri, Isparta, Ankara ve İstanbul’da yaygın olmak üzere pek çok yörede yetişen bir Türk bitkisidir. Adaçaylarını analiz ettiğimiz için bu köşede karşılaştırmalı bilgi olsun diye yer verdim.
Özellikle içeriğinde hiç tuyon ve kafur bulundurmaması ile diğer adaçaylarına üstündür.
Ancak içeriğinde 1,8 sineol olmadığı için de enfeksiyonlarda etkili değildir. İçersinde Karyofilen,linalol ve Geraniol ile daha çok sinir sistemi ve insan psikolojisi üstünde etkilidir.
Sinirleri yatıştırıcı, tansiyon düşürücü, cinsel gücü artırıcı ve antidepresan etkisi ile yetişkinlerde etkilidir.
Teskin edici özelliğiyle de çocuklarda, tuyon ve kafur olmadığı için astımlılarda bile güvenle kullanılabilmektedir.
2.)Güney Afrika Sardunyası: (drog: Pelorgonii Sidoides radix)
Gallik asit ana fitokimyasal maddesidir, şikimik asit,silika ve polifenoller taşır.
Gram pozitf, gram negatif bakteriler ve virüsler üzerine etkilidir. Antibakteriyel etkinliği mikropları öldürmek değil dokuya yapışmasına engel olmak şeklindedir. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB de yapılan bir çalışmada abtibakteriyel etkinliği %14 bulunmuştur.
Antienflamatuar , antioksidan ve immünstimülatör yani vücut direncini artırarak mikroplara karşı dayanıklı duruma geçmemizi sağlar.
İmmünmodülatör etkinliği kanıtlanmıştır. Osteosarkom hücreli kanser vakasında beta interferon hücrelerini arturarak sitotoksik etki ile naturel killer hücreleri artırarak kanseri geriletmeyi başarmıştır.( Koch ve ark.2002)
Balgam sökücü etkisinden ( mukolitik etki ) dolayı öksürükle balgam atışını kolaylaştırıp öksürüğü de rahatlatır.
Halsizlik, yorgunluk ve ateş gibi durumlarda vücudu rahatlatır. Yetişkinlerde ve çocuklarda güvenle kullanılabilir.
Yeterince çalışma olmadığında gebeler, emziren anneler , anemisi olanlar ve karaciğer yetmezliklerinde kullanılmamamlıdır.
Escop (Bitkisel tedavide Avrupa Bilim Kurulu) monografı vardır, bu şekilde kullanımı onaylanmıştır.
Kullanım şekli ve dozaj .
Üç formu vardır. Tablet, şurup ve tentürüdür.
Tablet formu günde 3 kez 1 tablet olarak kullanılabilir.
Çocuklarda şurup formu 6-12 yaş arası günde 3 kez 1 ölçek
Çocuklarda 1-6 yaş arası günde 3 kez yarım ölçek kullanılabilir.
Çocuklarda tentür formu yani damlalıklı solüsyonu fazla mikltarda alkol içerdiği için önermiyoruz.
3.) Latin Çiçeği ( Trapaeoli herba):
Fitobiyotik özelliğe sahiptir. Hardal glikozitleri içerir.
Hardal yağları bademcik üzerinde atıldığında dolayı direkt bademcik üzerinde etkilidir. Bu nedenle bademcik, iltihaplanmalarında tercih edlimesi gereken bir drogdur.
Bakterilere, virüslere ve mantrlara karşı etkilidir. Glıkotrepaeolin maddesi pek çok bakteri üzerinde bakteriostatik yani bakteri üremesini durdurucu etkiye sahiptir.
Kullanım şekli ve dozj :
Kapsülleri günde 3 kez 1 tane alınır.